Anne yadigarı yemekleri Los Angeles’ta yok satıyor I Los Angeles’ta bir Türk mutfağı restoranı
Sora Craft Kitchen, Bitlis mutfağının en seçkin örneklerini sunan bir restoran. Restorana adını veren ve baş şefi olan Okay İnak, annesinin Bitlis mutfağı mirasını Los Angeles‘ta ustalıkla temsil ediyor.
Bitlis mutfağının en meşhur yemeği ise kibbe. Bulgur ve baharatlı kıymanın olağanüstü uyumundan oluşan bu yemek, çeşitli yörelerde farklı isimlerle anılıyor; Türkiye’de ise genellikle içli köfte olarak biliniyor.
Çoğumuz kibbeyi, eşsiz aroması, lezzeti ve iştah açıcı sunumuyla tanırız.
Los Angeles’ta Van Nuys’daki Kobee Factory ve Anaheim’daki Aleppo’s Kitchen gibi mekanlarda, bu muhteşem yemeğin farklı varyasyonları servis ediliyor. Bunlar arasında sivri uçlu toplar, ızgara üzerinde pişirilen yuvarlaklar, özenle motiflerle süslenmiş sunumlar, sigara veya halka şeklinde şekillendirilmiş versiyonlar ya da yoğurt ya da mevsimsel narenciye suyu ve tahinle hazırlanan soslarla servis edilen çeşitler bulunuyor. Seçenekler gerçekten de oldukça geniş.
Tüm bu farklı sunumlar, Şef Okay İnak‘ın Los Angeles’taki 16 kişilik restoranı Sora Craft Kitchen‘da büyük bir özenle hazırlanıyor. Hepsi aile yadigarı tarifler olup, Şef İnak bu tarifleri kendisi ustalıkla hazırlıyor.
Restorana girişte, duvarda Şef İnak ile annesinin birlikte çekildiği bir fotoğraf asılı. Şef İnak’ın annesi gerçek bir Bitlisli.
İnak, İstanbul’a yakın bir bölgede, annesinin mutfağı etrafında büyümüştür. Annesi, içli köftenin farklı çeşitlerini yaparken, bulgurlu yumuşak bir hamuru ustalıkla yoğurup, avuç içi büyüklüğünde diskler haline getirir, bunları doldurup haşlarmış. “Kıyma, bol miktarda yenibahar ve karabiberle tatlandırılırdı” diyor Şef İnak.
Hazırlanması oldukça zahmetli olan bu yemeğin sunumu ve tadı öyle keyifli ki, misafirler her seferinde bu lezzeti çok beğeniyor.
Bunun yanı sıra, misafirler arasında diğer bir tarif de büyük beğeni topluyor.
Kitelin tarifine yakın bir şekilde hazırlanan bu özel versiyon, esasen büyük, oval bir mantı benzeri yapıya sahip. Dışı yumuşak ve esnek olan bu yemek, ince kıyılmış etin karmaşık baharatlarıyla derin bir lezzet kazanıyor.
Her ne kadar Sora, İnak’ın ilk restoranı olsa da, yılların deneyimi lezzetlerine yansımış. Restoranındaki kısaltılmış menü, onun mutfak becerilerini ortaya koyarken yemeklerin ardındaki hikayeyi de heyecan verici bir biçimde sunuyor. Kendi yaşam hikayesiyle, yerel mutfağın nadir temsil edilen yönlerini dünyaya tanıtan entelektüel dokunuşu birleştiriyor.
Şef Okay İnak’ın kariyerine İstanbul’daki bir Japon restoranında başlaması dikkat çekiyor. Bu arada Sora kelimesi, Japonca’da “gök” ya da “gökyüzü” anlamına geliyor. Eşi Sezen Vatansever ise doktor ve farmasötik araştırmacı.
İnak’ın kariyerinde çalıştığı restoranlar arasında New York’taki Eleven Madison Park, Per Se ve Santa Monica’daki Mélisse gibi mekanlar var. Pandemi döneminde ise bir süre kamyon şoförlüğü yaparak farklı deneyimler edinmiş.
İnak çifti, Sora’yı kendi imkanlarıyla hayata geçirirken, restoranı açmadan önce Şef İnak’ın elindeki bir yaralanma nedeniyle birkaç ay kapalı kalmak zorunda kalmış. Şimdi ise her şeyden kendisi sorumlu; hazırlık, yemek pişirme, servis ve temizlik gibi tüm operasyonları tek başına yürütüyor.
Öğle yemeklerinde tavuk ve et kebap, falafel ve pita içinde kızarmış tavuk servis ediliyor. Bu yemekler oldukça doyurucu; ancak asıl lezzetler akşam yemeğinde ortaya çıkıyor.
Örneğin Çorti (çortu) taplaması, üç hafta boyunca fermente edilmiş lahanadan yapılan, ekşilik ve tuzluluğun mükemmel uyumunu sunan bir yemek. İçerisinde yuvarlak, yumuşak, el yapımı hamur topları da bulunuyor; bunlar kitel hazırlanırken kalan bulgur hamurundan elde ediliyor.
Kireçte kabak adlı tatlı ise babasının özel tarifine dayanıyor. Sora’da kabak neredeyse şeffaf hale gelerek lezzetli bir şurupla tatlandırılıyor; üzerine tahin gezdirilip Antep fıstığı serpiştiriliyor.
Ayrıca en çok beğenilen yemeklerden biri de tarhana yağı içinde karides. İki farklı ürünün ustaca birleşimiyle tabağa yansıyan bu lezzet, özgün tekniğiyle damaklarda iz bırakıyor.
Yemeklere eşlik eden kolay ve doyurucu tarifler de mevcut. Avokado püresiyle süslenmiş humus, labne, salatalık ve zeytinyağıyla hazırlanan cacık ve soğanlı salata üzerinde özenle baharatlandırılmış kebap örnekleri, menüdeki diğer nefis seçenekler arasında yer alıyor.
Modernist anlayışla ve güçlü hayal gücünün ürünü olan bu restoran ile yemekler, Los Angeles mutfak kültürüne değer katıyor.
KAYNAK: Los Angeles Times
Odatv.com