
Gürcistan’ın 8.000 yıllık şarap geleneği
Kafkasya’nın kalbinde, kadın şarap üreticileri geleneksel teknikleri modern dokunuşlarla yeniden yorumluyor.
Gürcistan insanı, baştan çıkarma sanatında zaman kaybetmiyor. “Şarabın beşiği” olarak bilinen bu ülke, 8.000 yıllık kvevri (toprağa gömülü kil küp) geleneğini Sovyet baskısından kurtarıp yeniden yaşatıyor. Bu yeniden canlanışın enerjisi her yerde hissediliyor; kadehe dolan her yudumda yankılanıyor.
Saperavi üzümlerinden elde edilen koyu kırmızı şaraplar; yoğun, derin ve güçlü karakterleriyle öne çıkıyor. Rkatsiteli üzümlerinden yapılan “beyaz şaraplar” ise uzun süre kabukla temas ettiğinden kehribar rengi, sert tanenleri ve derin aromaları barındırıyor. Bu şaraplar, toprakla doğrudan temas eden kvevrilerde mayalanıp, elle karıştırılarak ve yerin serinliğiyle olgunlaştırılarak üretiliyor.
Sovyet dönemi planlamacılarının “ilkel” olarak küçümsediği bu yöntem, bugün UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras listesinde yer alıyor. Pheasant’s Tears, Iago’s Wine, Archil Guniava gibi doğal şarap öncülerinin etkisiyle gelenek yeniden hayat buldu.
Ne var ki, hala erkek egemen toplum yapısında şarap uzun süre “erkek işi” olarak görülüyordu.