Kerbela’da neler yeniyor – Son Dakika GastrOda Haberleri

Her yıl Irak‘ın güneyinde, Bağdat’a iki saat mesafedeki Kerbela şehri, dünya tarihinin en büyük dini buluşmalarından birinin ev sahibi oluyor: Erbain Ziyareti. 22 milyonu aşkın kişinin akın ettiği Kerbela’da, en temel ihtiyaçlardan biri olan yemek hizmeti nasıl sunuluyor?

GÜN BATIMINDA BAŞLAYAN YOLCULUK
Güneş Kerbela’nın altın kubbelerinde yavaşça kaybolurken, siyah giyinen milyonlarca insan, Hz. Muhammed’in torunu Hüseyin bin Ali’nin türbesine doğru yürüyüşe geçiyor. MS 680’de Kerbela Savaşı’nda canını kaybeden Hüseyin, Şii inancında adaletin ve direnişin simgesi olarak kabul ediliyor.

Bu yürüyüş sırasında kalabalık, şehrin sokaklarını adeta sardığı gibi, her yanda dumanlar yükseliyor; insanlar yemek kuyruklarında beklerken, gönüllüler özenle yemek hazırlığı yapıyor.

SOKAKLAR AÇIK HAVA MUTFAĞINA DÖNÜYOR
Yol boyunca her dönüşte, yiyecek dağıtan gönüllülerle karşılaşıyorsunuz. Kadınlar, devasa bakır kazanlarda baharatlı tavuklar pişirirken; erkekler kömür ateşi üzerinde et şiş dönerken, fırıncılar Irak pidesi olarak bilinen “samun”‘u tandırlarda hazırlıyor. Tüm bu lezzetler, ziyaretçilere ücretsiz olarak sunuluyor.

Bu etkileyici sahneler, Kerbela’nın yalnızca dini değil, kültürel açıdan da ne kadar zengin olduğunu gözler önüne seriyor.

NEDEN 40. GÜN?
El Abbas Türbesi’nde görev yapan tarihçi Cessam el-Saidi’ye göre, Arapça “kırk” anlamına gelen Erbain, Kerbela Şehidi Hz. Hüseyin’in ölümünün kırkıncı gününü ifade ediyor. Bu kırk günlük yas süreci, Şii inancında büyük bir öneme sahip. El-Saidi, Erbain’i “dinimizin tazelenmesi” olarak tanımlıyor.

Hz. Hüseyin’in mücadelesi, Şii inancında iyiliğin ve adaletin simgesi kabul ediliyor. Saddam Hüseyin döneminde yasaklanan Erbain törenleri, 2003’te rejimin devrilmesinin ardından yeniden hayata geçirildi. Günümüzde ise Kerbela’ya gelen ziyaretçi sayısı, Hac ziyaretlerinin yoğun olduğu Mekke’den bile fazla oluyor.

“BİRİNİ SEVİYORSANIZ ONA YEMEK VERİRSİNİZ”
Irak halkı için bu etkinliğin ruhu, sadece dini bir anlam taşımıyor; aynı zamanda kültürel özveriyi de simgeliyor. Gönüllüler, zamanlarını, paralarını ve enerjilerini bu ziyarete katkıda bulunmak için seferber ediyor. El-Saidi şöyle diyor:
“Birini sevdiğinizde ona yemek ikram edersiniz. Bu, Irak kültürüdür. Ekmeğin bayatlamasını beklemeden, taze ikram etmeyi tercih ederiz.”

Bu yaklaşım, Kerbela’nın her köşesinde kendini belli ediyor. Yalnızca yemek sunulmakla kalmıyor; konaklama, tıbbi destek ve hatta yol yorgunluğunu hafifletmek amacıyla ayak masajı gibi hizmetler de veriliyor.

14.500 MAWKIB
Kerbela’ya giden yollarda kurulan mawkibler – yani hizmet istasyonları – bu organizasyonun temel direğini oluşturuyor. 14.500’e yaklaşan bu noktada, gönüllüler hacılara yiyecek, su, barınma ve ilk yardım hizmetleri sağlıyor.

Bazı mawkibler tek bir ocak ve sınırlı bir ekip tarafından yönetilirken, bazıları büyük çaplı mutfaklara sahip olup zengin iş adamları veya dini liderler tarafından destekleniyor. İşte bu noktalar, Erbain’in lojistik altyapısının mümkün olmasını sağlıyor.

ZİYARETÇİLERİN TANIKLIĞI
Erbain için Pakistan’dan gelen Syed Zaheer Abbas, kutsal Necef’ten Kerbela’ya kadar yaklaşık 80 kilometre yürüdüğünü anlatıyor. Her sabah saat 4’te yola çıkan Abbas, namaz vakitlerinde kısa molalar verdiğini belirtiyor. Ona göre, sıcaklık ve yorgunluk hissedilse de, sürekli sunulan yiyecek, içecek ve destek sayesinde bu zorluklar katlanılır hale geliyor:
“Ayakkabınız yırtılırsa biri hemen tamir eder. Cebinizde para olmasa bile kimse sizi aç bırakmıyor.”

KERBELA’DA NE YENİLİYOR?
Erbain boyunca sunulan çeşitli yemeklerden bazı öne çıkan lezzetler şunlar:

Şavurma: Kimyon ve kişnişle tatlandırılmış etler, taze pişmiş samuna sarılarak servis ediliyor. Gönüllüler, günde 7.000 porsiyon kebap dağıtıyor.

Makhlama: Kahvaltıda sunulan bu yemek, domates ve yumurtanın zerdeçal, kakule, kimyon gibi baharatlarla birleşimiyle hazırlanan doyurucu bir karışım sunuyor.

Timman Anbar: Irak’a özel sarı pirincin, kavrulmuş tavuk ile bir araya getirildiği bir sunum.

Fasolia Yabsa: Domates sosu içinde pişirilen beyaz fasulye yemeği, öğle sofralarının vazgeçilmezi konumunda.

Kubba: Et suyunda haşlanan köfteler, geleneksel Irak mutfağının simgelerinden biri.

Paça: Koyun başı ve kemiklerinin birlikte haşlanarak servis edildiği geleneksel bir lezzet.

Irak kahvesi ve nar suyu: Genç gönüllüler, hacılara bardak bardak taze sıkılmış nar suyu ve yoğun aromalı kahve ikram ediyor.

BİR PAYLAŞIM HİKAYESİ
Kerbela’nın tozlu ara sokaklarında, bir yanda yemek pişirilirken diğer yanda, üzerinde karton bulunan bir adam, yolculara serinlik sağlamaya çalışıyor. Başını sardığı kefiyesi terden ıslanmış olsa da, gözlerindeki huzur her şeyi anlatıyor. Bu manzara, Kerbela’daki Erbain’in ruhunu, yani karşılıksız iyiliği en net şekilde yansıtıyor.

Dünyanın en büyük dini buluşmalarından biri olan Erbain; inancı, misafirperverliği, cömertliği ve birlikte yaşamanın önemini gözler önüne seriyor. Irak halkı, milyonlara yalnızca yemek sunmuyor; aynı zamanda barış, anlayış ve dayanışma mesajı da veriyor.

KAYNAK: Saveur

Odatv.com