Blog

Tudorlar ve kahvaltının tarihi I Kahvaltı geleneği nasıl doğdu

Dünyada kahvaltıya dair herhangi bir kayıt, 1600 yılına kadar mevcut değildi. Mutfakta önemsiz görülen bu öğün, nasıl ve neden günlük hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi? Bu dönüşümün arkasında yatan sebepler nelerdi?

21. yüzyılda pek çoğumuz, günün başlangıcını aç karnına karşılamayı düşünemezken, tarihsel açıdan bakıldığında kahvaltı o kadar da ön planda değildi. Modern kahvaltının özelliklerini anlatan sayısız kitaba rağmen, 1600 öncesi kaleme alınan ciddi eserlerde bu öğünden hiç bahsedilmez.

Zengin ziyafetlerin ve şölenlerin kendine has ritüelleri, gösterişli sunumları ve belirli kaynakları vardır. Örneğin, Kraliçe Elizabeth’in iki günlük ziyaretinde, on binlerce hayvandan bahseden metinlerde şölenin detaylarından söz edilir. Benzer şekilde, Orta Çağ kraliyet evlerinde, katılan kronikçiler tarafından zaman zaman soğuk ve sıcak yemekler ile şölen sohbetlerinden bahsedilmiş, fakat kahvaltıya dair hiçbir iz yoktur.

O dönemin yemek masalarındaki düzen, oturma planları ve görgü kuralları hakkında çok şey bilinirken, yemek kitapları, gayri resmi olarak hangi yemeklerin servis edildiğini anlatır; şiirler ve hikayeler ise daha alt sınıf halkın akşam yemekleri ve gece yemekleri hakkında bilgi verir.

Fakat kahvaltılar, edebi kaynaklarda neredeyse hiç yer bulmamıştır. Kronikçiler, hükümdarların kahvaltı yaptığına dair herhangi bir gözleme yer vermemiştir. Günün ilk öğünü, bu nedenle tarihin dökümünde kaybolmuş bir özellik olarak kalmıştır.

Tarihçilerin uzun zamandır kanıtladığı bir diğer nokta ise, geç Orta Çağ döneminde birçok kişinin kahvaltı yapmadığıdır. Bu durum, soylular ve burjuva evlerinin düzenlemelerinde açıkça yer almaktadır; ev sahipleri genellikle kimin kahvaltıya layık olduğunu belirtirmiştir. 1412-1413 yıllarında Dame Alice de Bryenne’in evindeki yaklaşık 20 kişiden sadece altısı kahvaltı etmeye yetkiliydi.

60 yıl sonra, York Düşesi Cicely’nin evinde, kahvaltıya katılma ayrıcalığı sadece “baş görevliler, hanımefendiler, asil kadınlar, dekanlar, şapel hizmetkârları, almonerler, nazırlar, mutfak kâtipleri ve marshallar”a tanınmıştı. Edward IV’ün ‘Siyah Kitap’ında da kahvaltı yapma hakkına sahip olan kişiler dikkatlice not edilmiştir.

İKİ ÖĞÜNLÜ BİR GÜN
15. yüzyılda kahvaltı sanki bir ayrıcalıktı. Seyahat edenler gibi bazı durumlarda kahvaltıya dair birkaç başka referans olsa da, Orta Çağ’ın son dönemlerinde kahvaltının neredeyse unutulmuş olması (dining, supper ve feast gibi diğer öğünlere kıyasla) çoğu kişinin bu öğünü atladığını düşündürmektedir. Üç öğün yerine, Orta Çağ insanları günlerini iki öğünde tamamlıyordu. Ana öğün, öğleden önce 10.30 veya 11 civarında akşam yemeği yerine tüketilirken, ikinci ana öğün de yaklaşık beş saat sonra yenilmekteydi.

Peki, bu düzen neden değişti? Değişimin tam netleştiği zaman ne zaman oldu? Sadece birkaç belge ve genel yargıya dayanarak bu soruya net cevap vermek mümkün değildir.

‘Ne zaman’ sorusuna en kolay cevap verilebilir. Daha önce de bahsettiğimiz gibi, 15. yüzyılda ev hizmetkârlarına genellikle kahvaltı sunulmazdı. Fakat bir yüzyıl sonra, okula giden çocukların kahvaltı yapmaları beklenmeye başlanmıştı. 1573’te Claudius Hollyband’ın ‘Fransız Okul Usta’sı adlı eserinde, bir hizmetkâr okul çocuğuna “Ho, Frances, kalk ve okula git; çünkü saat yediyi geçti ve sana dövülecek, hemen hazır ol, dua et, sonra kahvaltını ye” şeklinde hitap eder.

Eğer okuldaki çocukların kahvaltısı 1573’te norm haline geldiyse, o zaman pek çok sıradan insanın da kahvaltı ettiği düşünülebilir. 16. yüzyılın başlarına ait erken kaynaklar da bu görüşü desteklemektedir.

Tudorlar ve kahvaltının tarihi: Kahvaltı geleneği nasıl doğdu - Resim : 2

Thomas More, 1528 yılında “İnsanlar, akşam yemeğinden önce de, kahvaltıdan sonra da Kiliseye gitmelidir” demiştir; Thomas Elyot ise 1539’da yayımlanan popüler eseri ‘Sağlık Kalesi’nde, kahvaltının öğle yemeğinden dört saat önce yapılmasını önermiştir. Bu referansların yalnızca okuryazar azınlığa hitap ettiği düşünülürse, Andrew Boorde, 1542’deki ‘Sağlık Diyeti’nde “Bir işçi gün içinde üç kez yemek yiyebilir [kahvaltı da dahil] ancak dinlenmiş bir birey için iki öğün yeterlidir” ifadelerini kullanmıştır.

Daha derine inebilmek için, kahvaltının önceki yüzyıllarda ne anlama geldiğini araştırmak gereklidir. Bu inceleme sırasında sadece soylu evler göz önünde bulundurulmamalıdır. Orta Çağ’da sıradan insanların kahvaltı saati geldiğinde neler yaptığı da önemli bir sorudur.

Dahası, Orta Çağ insanı kahvaltıya bizim modern anlayışımızla bakmamış olabilir. Bazı kısımların kahvaltıyı yapabilmesi, sabah erken saatlerde kahvaltı etmenin statü simgesi olabileceğini düşündürebilir.

Çağdaş kaynakların incelenmesi, 1500 öncesi bazı farklı toplumsal kesimlerin kahvaltı yaptığını ortaya koymuştur. İlk olarak, kahvaltı tıbbi bir gereklilik gibi görülmekteydi: Hastalık ya da yaşlılık durumunda “kahvaltı” yapılması tavsiye edilirdi. Örneğin, 1305 yılında Edward I (o zaman 65 yaşında olan kral) sadece kahvaltı hazırlamak için bir aşçı istihdam etmişti.

İkinci olarak, belli sınıflardaki rahiplerin kahvaltı yaptığı gözlemlenmiştir. Tabii ki, yaşlı ve hasta rahipler bu kapsama girerken; genç rahiplere de hafif kahvaltılar sunuluyordu. Peterborough’da, genç rahipler kahvaltı yapmazlarsa öyle fazla yemek yerlerdi ki, öğleden sonra uykuya daldıkları söylenirdi.

Kahvaltı geleneğinin kökenine baktığımızda, Orta Çağ’da “sadece zenginler kahvaltı yapıyordu” şeklindeki basit görüşün ötesinde, daha karmaşık bir yapı ortaya çıkmaktadır. Bu durum, yaşam biçimimizde ve çalışma düzenimizde meydana gelen köklü değişikliklerle doğrudan ilişkilidir.

KAYNAK: BBC History Magazine

Odatv.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir