Maido nerede I Maido hangi mutfağı sunuyor I Dünyanın en iyi restoranı neresi
19 Haziran’da Torino’da duyurulan “Dünyanın En İyi 50 Restoranı” sıralamasında zirveye yerleşen Lima merkezli Maido, azim, kültürlerarası sentez ve duygusal bir serüvenin canlı kanıtı. Şef Mitsuharu “Micha” Tsumura’nın öncülüğünde hayat bulan bu mutfak devrimi, Japon disiplinini Peru’nun canlı lezzetleriyle buluşturuyor.
Lima’da dünyaya gelen, ancak köklerini Japonya’nın Osaka şehrinde taşıyan Mitsuharu Tsumura, iki kültür arasında büyüdü. Amerika’da Johnson & Wales Üniversitesi’nde mutfak sanatları eğitimi aldıktan sonra Japonya’ya giderek Osaka’daki Seto Sushi ve Imo to Daikon gibi saygın lokantalarda tecrübe kazandı. Geleneksel Japon mutfağının inceliklerini öğrenen genç şef, Peru’ya döndüğünde elinde hem Japon teknik prensipleri hem de çocukluğunun tatları vardı.
Kısa bir süre Lima’daki Sheraton Oteli mutfak ekibi arasında görev aldı; burada Sous Chef ve Yiyecek & İçecek Müdürü pozisyonlarına kadar yükseldi. Sadece 28 yaşındayken otelin genel müdürlüğünü teklif eden fırsatı reddedip, kendi hayallerinin peşinden gitmeye karar verdi: Maido’yu kurmak.
MAIDO’NUN SESSİZ BAŞLANGICI
2009’da kapılarını açan Maido, Japoncada “hoş geldiniz” anlamına geliyor. Fakat açıldığı ilk dönemlerde Micha, restoranın ziyaretçi sayısının oldukça düşük olduğunu, Nikkei mutfağı hakkında neredeyse hiç bilinmediğini ifade ediyor. O yılları şöyle anlatıyor: “Başlarda Nikkei mutfağı sokakta pek tanınmıyordu. İnsanlar ne yaptığımızı anlamakta güçlük çekiyordu. Neredeyse kapanmayı bile düşündük. Ancak bir gün babam gelip ‘Devam et, inandığın yoldan vazgeçme’ dedi. Birçok Perulu da ‘Yaptığın işi çok beğeniyoruz, yoluna devam et’ diyerek yanımızda oldu.”
Maido’nun başarısı yalnızca Peru sınırlarını aşarak dünya gastronomi arenasında da dikkat çekmeye başladı. 2015’te “Dünyanın En İyi 50 Restoranı” listesine giren Maido, hızla ilk 10’a yükseldi ve dört kez “Latin Amerika’nın En İyi Restoranı” unvanını elde etti. 2024’te dünya sıralamasında beşinci sıraya yerleşmesi, 2025’teki büyük zaferin habercisiydi.
Maido’da sunulan “Maido Deneyimi” tadım menüsü, 10’dan fazla kurdan oluşan çok duyusal bir serüven vaat ediyor. And Dağları’ndan Amazon’a, Peru’nun kuzey kıyılarından gelen ender bulunan malzemeler, Japon teknikleriyle ustalıkla işleniyor. Özellikle 50 saat boyunca pişirilen antrkot öne çıkan lezzetler arasında yer alıyor. Bu eşsiz yemek, mirin, sake, shoyu ve dana suyu ile hazırlanan umami dolu bir sos eşliğinde, patates püresi veya baharatlarla kızarmış pilavla sunuluyor.
SÜRPRiZLERLE DOLU BiR MENÜ
Maido’nun menüsünde klasik yemeklere yapılan yaratıcı dokunuşlar göze çarpıyor. Örneğin, Angus bonfileyle sarılıp nigiri suşiye dönüştürülen tabakta bıldırcın yumurtası ve ponzu sosuyla beklenmeyen bir lezzet derinliği yakalanıyor. Ördek konfi ise sansho biberi ve ankake sosu sayesinde Peru ve Japon mutfaklarının enfes uyumunu yansıtıyor.
Nitrojen kullanılarak hazırlanan ceviche, geleneksel lezzete modern bir dokunuş katarken; loche kabağı ve esmer şekerli dondurma tatlıda Peru mirasını gözler önüne seriyor. Micha Tsumura, Maido’nun ruhunun “keyfi demokratikleştirme” ve mutfakta sevinci çoğaltma arzusuyla şekillendiğini belirtiyor.
Küresel mutfak sahnesinde Nikkei mutfağının en önemli temsilcisi olarak tanınan Micha Tsumura, gastronomiye yalnızca tatların değil, kültürlerin buluştuğu bir alan olarak bakıyor. Otel müdürlüğü gibi geleneksel bir yolu tercih etmeyip tutkularının izini sürdü. Bugünkü başarısı, bu cesur kararın neticesidir.
“Bence en güzel sevgi ifadesi, birileri için yemek pişirmektir. İnsanları mutlu etmek, hayatımda en keyif aldığım şeylerden biri. 11 yıl önce hayalini kurduğum bu yolculuk, bugün gerçeğe dönüştü” diyor Tsumura.
Odatv.com
