Blog

Nobel’e göre büyüme formülü mutfakta saklı

“Yaratıcı yıkım” ve “yenilik” kavramlarının peşi sıra dile getirilmesi sonucunda, nihayet gerçek yaşamın kalbine, evimizin mutfağına indik. Demek istediğimiz, İsveç’ten gelen NOBEL ödülü haberi aslında her akşam tabaklarımızda yaşanan trajikomik durumları anlatıyor.

Ekonomi Nobel’i, Joel Mokyr, Philippe Aghion ve Peter Howitt, bu süreci “yaratıcı yıkım” kavramıyla yorumladılar:

ESKİYİ YIK, YENİYİ KUR!
Bir ürün tükendiğinde yenisiyle ikame etmek, israfı engellemek, mevsimine uygun üretmek…

Bu, tam anlamıyla sürdürülebilir büyüme anlayışıdır. Hatta diyebiliriz ki, mutfak ekonominin minyatür bir simülasyonudur.

TENCERE, KÜÇÜK BİR MİNİ DEVLET GİBİDİR
Sınırlı kaynaklar, kıt enerji ve maliyetli israf… Fakat doğru tarifle, bu sınırlı unsurlardan sınırsız lezzet üretilebilir. İşte inovasyon burada devreye girer; bazen yepyeni bir tarifin icadı, bazen de eski bir yöntemin yeniden yorumlanması şeklinde.

EKONOMİDE BÜYÜME MODELİNİ İNCELERKEN, MUHTEMELEN İLK DERS ŞÜYLEDİR:
Bir toplumun refahı, tenceredeki canlı yaratıcılıkla orantılıdır. Çünkü bir milletin geleceğini sadece Ar-Ge laboratuvarları değil, mutfağındaki cesur yenilik girişimleri de belirler. Ve kim bilir, belki gelecekte bir Nobel töreninde şöyle duyacağız:

“Ekonomik büyümenin sırrı mutfaktaydı.”

Peki nasıl? İşte detaylı analizimiz:

  1. Yaratıcı Yıkım = Buzdolabındaki Artık Malzemenin Devrimi: Ekonomistler “Eskiyi yık, yenisini inşa et” diyerek özetlerler. Bizim mutfak karşılığı ise:
  • Yıkım: Buzdolabının en derin köşesinde, hafif erimeye başlamış bir kase mantı.
  • Yaratıcılık: O mantıyı çöpe atmak yerine, içine kıyma ve soğan ekleyip “Mantılı Börek”e dönüştürme cesareti!

Bu, mutfaktaki en cesur girişimciliktir. Ya ailenin “Ne güzel börek!” diye övgüye boğulmasıyla karşılaşırsınız ya da akşamı birlikte pizzayla kapatmak zorunda kalırsınız. İşte bu, küresel ekonomik büyümenin minik bir mikrosahnesi!

  1. İnovasyon (Yenilik) = “Bu malzemeyi eklesem mi?” kararı: Nobel’in temel maddesidir. Mutfakta genellikle “Aman, malzeme eksik!” telaşıyla başlar.
  • Klasik Durum: Köfte yapmaya kalkarken, ekmek içleri tükenmiş.
  • Nobel Ödüllü Çözüm: Babaannenin sandığından bir tarif aramak yerine, gözünüz dolabın tel rafına takılır. “Tarhana mı kullanalım?” demek, bir ekonomist için tam anlamıyla “Ar-Ge” çalışmasıdır.

Sonuç: Hem probiyotik hem de prebiyotik özellikli köfteler ortaya çıkar. Ya tarih yazarsınız ya da midenizin tarih olmasına neden olursunuz. Risk almadan başarıya ulaşmak mümkün değildir!

  1. Rekabet = Komşunun lezzetini kıskanmak: Sağlıklı rekabet, ekonomik büyümenin itici gücüdür. Mutfakta ise bu, komşunun yemeğine olan hayranlıkla başlar.
  • Komşunuzun iftarlık fıstıklı baklavası mahallede fırtına estirdiyse?
  • Siz hemen devreye girersiniz: Antep fıstığı, çikolata parçacıkları ve üstüne keçiboynuzu kremasıyla süslenmiş modi bir baklava!

Bu hamle, rekabetin yeniliği körüklemesidir. Komşu kadın ertesi ay “Sürpriz kremalı künefe” ile karşılık verir. Bakkalın sattığı fıstık miktarı artar, bakkala bereket gelir; ekonomi büyür! Nobel komitesi bile bu rekabeti görse, ödülü ikiye bölerdi.

  1. Ekonomik Kriz = Tarifin bozulması: Her girişim başarıya ulaşmaz. Bu da “mutfakta ekonomik kriz” anlamına gelir.

“Acaba kavunlu pilav nasıl olur?” fikri başlangıçta oldukça uçuk gelebilir. (Yaratıcılık zirvede!) Ancak ortaya çıkan görüntü ve koku, kimyasal saldırıya benzetilebilir.

O akşam tüm yemek bütçesi bulutlara karışır. Bu, küçük çaplı bir “küçülme” olarak adlandırılabilir. Ancak cesur girişimci ertesi gün “Ya karpuz?” diye düşünmeye başlarsa, işte o zaman büyüme yeniden filizlenir.

Gördüğünüz gibi, dünyayı değiştiren ekonomik teoriler aslında “bu yemeğe ne eklenmeli?” sorusundan ibarettir. Bu yüzden kendinizden ödün vermeyin:

  • Tariflerinizde sınırları zorlayın! (En kötü ihtimalle, evde yangın söndürücü bulundurmanız gerekebilir.)
  • Komşunuzun yemeğini kıskanın, ama bunu daha iyisini yapmak için bir fırsata çevirin. (İşte kapitalizmin ruhudur!)
  • Eğer yemeğiniz beklediğiniz sonucu vermezse, üzülmeyin. Ona “Deneysel Mutfak Performansı” adını verin; kulağa çok havalı geliyor.

Unutmayın, her “tarhanalı köfte” denemesi, geleceğin Nobel ödüllü ekonomi kategorisine ilham kaynağı olabilir.

Lezzet dolu keşifler dileriz!

Unutmayın! #inovasyonmutfaktabaşlar

Süleyman Dilsiz

Odatv.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir