
Küçükköy’de zaman yolculuğu – Son Dakika GastrOda Haberleri
Ayvalık‘ın bir mahallesi olan Küçükköy‘ü yıllar önce ziyaret etmiştim ve Hürriyet’e sakinliğiyle ilgili bir yazı kaleme almıştım. Orada bir börekçi açılmış, Boşnaklardan alınan tarifle kitabımda yer vermiştim. Yeniçarohori, aslında Küçükköy’ün eski ismi.
Bu sonbaharda yolum yine Ayvalık’a düştü. Dört kadın arkadaş özellikle Küçükköy’de konaklamayı tercih etti. Osmanlı döneminde Midilli Adası’nın alınmasının ardından 1460’larda çıkan isyanları bastırmak amacıyla geçici olarak yerleştirilen yeniçerilerle başlayan yerleşim, zamanla mahalle statüsüne kavuştu. 1924 Nüfus Mübadelesi öncesinde 400 haneli Rumların yaşamaya başladığı bu köye, “yeniçerilerin yeri” anlamına gelen Yeniçarohori denmiş. Mübadile sürecinde köy, Boşnak nüfusun ağırlığına uğrayarak değişime uğramış; bazı Boşnaklar zamanla burayı terk ederken, bazıları Ayvalık’a yerleşmiş veya memleketlerine dönmüştü.
Son yıllarda küllerinden yeniden doğan Küçükköy; sanatçılar, ressamlar ve kalabalıktan kaçan butik otel ya da restoran işletmecilerinin katkısıyla büyüleyici bir yer haline geldi. Burada, Burcu Biricik’in eşiyle birlikte inşa ettirdiği oteli de görebilirsiniz.
Ziyaretçilere Küçükköy’de, Boşnak kültürünü, ana meydanlar kadar ara sokaklarda da tatma imkanı sunuluyor. Boşnak böreği, mantı, kuru et ve trileçe gibi lezzetler burada öne çıkıyor. Patatesli, peynirli, sebzeli, kıymalı veya patlıcanlı gibi çeşitli Boşnak böreği türleri de menüde yer alıyor. Genellikle porsiyon fiyatları 200 ila 120 TL arasında değişiyor.
KENT MÜBADELE MÜZESİ
Eskiden Ayiu Athanasiu Kilisesi olan yapının günümüzde köy camisine dönüşmesiyle beraber, caminin bahçesinden başlayan ve meydana açılan manastır binası, göç müzesi olarak ziyaretçilerini ağırlıyor. Köy halkından toplanan eşyalar sergilendiği müzede, mübadile torunu bir ziyaretçi olarak merdivenlere oturmuş hüzünlü kadın figürü ile birlikte, ailemden dinlediğim sayısız anı da hatırlıyorum. Kapıdan içeri adım atar atmaz karşımıza çıkan “Göç Ne Demek?” cümlesi; yaşanan acıları, başka diyarların varlık mücadelesini ve köklerden kopuşu simgeliyor. Girişteki beyaz ipek gelinlik sadeliği, paslanmış kömürlü ütü, ev araç gereçleri, Hakkı Bey’in asla elinden düşürmediği Kuran-ı Kerim, özel günlerde giyilen kıyafetler, Hıdrellez kutlaması, aile fotoğrafları, sandıklar, ev köşeleri, sedirler ve arkada duran büyük ayna… Tüm bu nesneler, geçilen zor ve meşakkatli günlerin birer yansıması. Ücretsiz olarak gezilebilen bu müzeyi mutlaka ziyaret edin; size geçmişin sessiz fısıltılarını anlatacak.
XYLOGRAPHY (Ksilografi) MÜZESİ
Artura Gallery, Küçükköy’ün hemen girişinde yer alıyor. Gazi Üniversitesi mezunu ve heykel ana sanat dalı olan Uğur Çalışkan tarafından açılan bu mekan, 25 yılı aşkın süredir toplanan matbaa makineleri ile, özellikle baskı uygulamalarının ilk dönemlerine ait antika cihazların büyüsüne kapılıyor. Burası yalnızca bir sanat galerisi olmakla kalmayıp, aynı zamanda baskı müzesi olarak da hizmet veriyor. Tüm dünyada sadece sekiz örneği bulunan bu benzersiz müzede, hem şaşkınlık içinde eserleri izleyecek hem de zamanda geriye yolculuk edeceksiniz. Ortaçağda uygulanan yüksek baskı (tipo) metotları ve 150-200 yıllık araçlar kullanılarak sanatçı çalışmalarına imza attıkları bu müzede, ahşap yüzeylerin oyarak basım yapılan teknik olan xylography, nadir sanatçıların günümüzde hala uyguladığı zor bir yöntem olarak karşımıza çıkıyor. Yaz aylarında ücretsiz gezilebilen bu mekanda görevli genç, tarihçeyi size anlatırken, isterseniz baskı eserlerinden de satın alabilirsiniz.
Küçükköy’ün adeta bir Orta Çağ köyü olduğu düşünüldüğünde, bu dokuya uyum sağlayan Baskı Tekniği Uygulamaları Müzesi ile Mübadele Müzesi yan yana tarihimize tanıklık eden, geçmişini yaşatan ve ona sahip çıkan küçük müzelerle bezenmiş görülmeye değer bir köye dönüşmüş.
Yemek Kültürü Araştırmacısı ve Yazarı Ayfer Yavi
Odatv.com